15 Ekim 2009 Perşembe

Kışlık Şapka

Bugün hava bir başka soğuk valla, ellerim buz gibi ayaklarım çok üşüyor. Kış iyice hissettirmeye başladı kendini....


Bende bu yüzden bu şapkayı eklemeye karar verdim bunu daha önce eski bloğuma eklemiştim.

Bu şapkayı yapmak için, 8 numara şiş kullanıyoruz. İpinizin üzerinde de 6-7 no:şiş yazmasına dikkat edin.


Bu şapkamıza tepesinden başlıyoruz.

75 ilmek atıp, düz olarak 20cm oluncaya kadar örüyoruz.

Daha sonra 1 örüp, 1 kesiyoruz (2 ilmeği bir alıyoruz.) Böylece ilmeklerimizi azaltmış oluyoruz. Şapkamızın lastik kısmına geçince daha sıkı olması için şişlerimizi 6 no ile değiştiriyoruz. 3 haraşo, 1 düz olarak olarak örmeğe devam ediyoruz. 5cm olunca ilmeklerimizi kesip, şapkamızı bitiriyoruz.



Şapkanın dikimi: Kıvrımlarının düz durması için iğne ile 2 ilmek arası ipinizi geçirin, dikkatli bir biçimde büzerek, ortasını ve kenarlarını dikin.

Bandını fotoğrafta gördüğünüz gibi düz ilmeklerin altından geçirin. Yandan başlayın, çünkü bitiş yerine düğmük atacağız. Düğmüğün üzerine çiçeği yerleştirin ve tomurcuk yaparken bıraktığınız ipi şapkanın altına geçirerek birleştirin.



Şapkamızın süsleri:

Büyük çiçek: 6 zincir ile kaparın, üzerine 4.lü çıkararak, 5 adet 3.lü trabzan yapın.

Küçük çiçek: 4 zincir ile kapatın, üzerine 3.lü çıkararak, 5 adet 3.lü trabzan yapın.

Tomurcuk için: 12 adet zincir çekin ve iki düğüm atın.

Bant için: İpinizi ikiye katlayın ve şapkanızın uzunluğunda zincir çekin, çektiğimiz zincirin tersini kullanacağız.




Bunu kermes için örmüştüm ama bir tane de kendime örmek istiyorum.
Yapımı çok uğraştırmıyor, ve takınca çok tatlı duruyor...



14 Ekim 2009 Çarşamba

Maxi Takım


İşte bunlar yeni aldığım maxi takımlar.
Daha yerleştirme fırsatım bile olmadı...
Odaya çok büyük geldiler adam battal boy demişti ama hepsini bir arada görünce tabi büyüklük ölçümünü insanın gözü zor yapıyor. Sanırım teklileri misafir odama geçirmek zorundayım.


Hepsi açılıp yatak oluyor, benim gibi misafiri bol insan için açılması önemi tabi, ve eşya koymak için sandık bölümleri mevcut. En çok yan bölümler batıyor diye temizlik açısındanda deri olsun dedik. Gerçi biz istemesek bile şimdi tüm mobilyacılar ürünün yarısını deri yapmışlar. Renk olarak bu hoşumuza gitti sade diye bunu aldık.

O kadar çeşit var ki, insan bakınca hepsini almak istiyor.
Ama kullanış açısından düşünülürse zaten kafadan, açılmayan ve kasası olmayan koltukları eleyiverdik.

Şimdi işimin başına dönmeliyim, dün gelecek misafirim bu güne erteledi.
Öyle herşeyi de yemezmiş, çok seçiciymiş. Gerçi misafir umduğunu değil bulduğunu yermiş ama işte bazı misafirlerde böyle önceden çıtlatıyor onu bunu yemem diye. Bende mi öyle yapsam ne :)) Yok ben yapamam ya, o kadar nazlı değilim.

Ay konuşmaya başlarsam baya bir yazarım en iyisi kaçayım....

12 Ekim 2009 Pazartesi

Bu hatun biraz meşgul



Bu aralar biraz işlerim üst üste geldi.

Yaz ayında badana yapılmazmış, duvarlar çok sıcak olduğu için beton boyayı yutarmış.
Ustası dedi ya, bizde kışa girerken yaptıralım dedik, zaten 1 oda kalmıştı. Koltuk değişimi olacağı içinde haliyle bu zamana kadar aksadı işler.

Perşembe günü boyacı geldi, bizim boyacımız değildi adam komşuya gelmiş bir oda badana diye adamı bizede getirmiş. Madem öyle yaptıralım hadi dedik.

Adam boyayı yapmaya başlayınca rahat çalışsın diye yanından ayrıldık, zaten o gün misafirimde vardı. 1,5 saatte işini bitirdi. Arkasından yeni badanaya şöyle bir bakalım dedik ama hiçbirimiz beğenmedik. Sözde usta, gelişigüzel vurmuş ruloyu, duvarlar tavan dalga dalga, onu da geçtim tavanda bir metrekare yer boyanmamış... Hadi dedik yeni yapıldı ya kurusun bakalım, bu arada adam usta diye hakkında kötü düşünmüyoruz, çok iyi yürekliyimdir canım :))

Ertesi gün baktığımızda hala aynıydı, eline alirsin boyayı ruloyu adamın geçtiği yerlerden tekrar geçersin... Ohh oldu mis gibi işte... Ben ustadan daha usta çıktım valla....

Cumartesi günü de yeni koltuklarımı seçtim, kısmetse bugün getiriyorlar. Hemen yerleştirmem lazım çünkü yarına misafirim geliyor.

Yarında temizlikti, yemekti derken gün geçer gider yine...

Biz bayanlara 24 saat yetmiyor gerçekten.

Bu aralar bloğumla ilgilenip ,ziyaretinize gelemiyorum kusura bakmayın. Ama 2-3 gün sonra yine burdayım...

Görüşmek üzere....

9 Ekim 2009 Cuma

Bardak Kutusunu Atmayın


2 hafta önce su bardağı almıştım, bardakları çıkarınca birşey yaparım diye kenara koymuştum.
Daha sonra aklıma geldi ne yapayım diye. İçindeki bölmeyi hiç çıkarmadım dikiş dikerken en çok ne lazım oluyorsa bunun içine atarım diye düşündüm. Çiçekli yapışkanlı kağıdım vardı hemen onunlar dışını kapladım. Acaba kumaşmı kaplasaydım!
Neyse çok pratik oldu benim açımdan aldığımı işim bitince kurunun içine atıveriyorum.

Tabi bundan sadece dikiş kutusu olmaz dimi :)
Bölmelerine farklı takılar konulabilir, yada kozmetikler bir arada toplanabilir.
Artık en çok neyi kullanıyorsanız, tabi kutunun içine sığacak şekilde yerleştirebilirsiniz. Benim kullandığım 6.lı su bardak kutusu, 12.li çay bardağı alıp onuda takı kutusu yapmayı istiyorum.
Süsleyip püslemekte her zaman ki gibi zevke kalmış...

8 Ekim 2009 Perşembe

Sürfüle Makası


Şu makası ne kadar çok aradım bilemezsiniz.
Kimi yok der, kimi ise bilmiyorum der. En sonunda buldum 17.50 liraya aldım eve gelince hemen üzerindeki markasını araştırdım ama bir bilgi falan bulamadım. Markası Jınglı yazıyor kullanan varmı bu markayı, iyimidir acaba.

Makas normal kesim makaslarına göre biraz ağır. Eve gelince tabi yeni merak çeşitli kumaşlarda deneme yaptım. Hani adı sürfüle makası ya, kenarlarından iplik çıkmasını engelliyor ya, o kadar da değil yani diyorum. Mesela sateni kestiğimiz zaman kumaş bana mısın demiyor, iki kere elinde çevir kenarlarından iplik çıkmaya başlayı veriyor.

Tabi en iyisi ya sürfüle yapmak yada overlok kullanmak ama pratik yöntemlerin de bi yerde çok yardımcı olduğunu kabullenmek gerek.

Şimdi makasa basit bir kılıf diksem iyi olacak, kılıfsız verdiler bana...
Hadi bakalım eller iş başına...

7 Ekim 2009 Çarşamba

Portföy Çanta Yapımı

Dünkü postumda çantanın nasıl yapılacağını fotoğraflayıp anlatırım demiştim.
Sıra geldi anlatıma...
Lafı uzatmıyorum sonra bol bol konuşurum işim çok uzun şimdi...

Çantamız iki adet kısımdan oluşmakta gövde ve kapak.
Boyutları
Gövde en:32 boy:34
Kapak en:31 boy:15
Fotoğrafta gövdenin ikiye katlanmış hali görülüyor.
İsteyen kesebilir tabi, ben yapım aşaması daha pratik olsun altında dikiş olmasın diye kumaşı kesmedim. Ve çanta düz dursun diye kumaşın hem yüzüne, hem astarına tela yapıştırdım.
Bu arada yüzü için kullandığım kumaş deri satendir.

Boyutlarını ben kendim ayarladım herkes istediği boyutta ayarlayabilir.
Benim verdiğim ölçülerde dikiş payı içinde çünkü kalıbımı ben öyle çıkardım.
İğneli görünen yerlerini diktim sadece astarının kenarında çantanın yüzünü çevirebilecek kadar yer bıraktım. Ve çantanın yüzü olacak kumaşa ufak bir tutucu yerleştirdim onu ne yazık ki çekmemişim :((
=====================================================

İlk önce kapağını diktim, kenarları oval gelsin istedim.
Ölçülendirdim ve diktim, ortadaki düz iğne kapatma yerini tutuyor, oraya kendi kumaşından klips yaptım. Aşağıdaki fotoda kahverengi ile yerini çizdim zaten.

=====================================================

Kenarlarını diktikten sonra oval olan kısımları çıtlattım ki, yüzünü çevirdiğim zaman kumaşta kasma yapmasın diye...

====================================================

Ve köşeleri... Dikdörtgen olarak katlayıp dikmediğimiz için çantanın boyutlanması lazımdı.
İşte bunu köşelerine attığımız dikişler sağlıyor. 4 cm olarak işaretleyip diktim, ve fazlalığı kestim. Normalde 4 cm yapmıyorum ama küçük bir çanta olacağı için içi biraz geniş olsun dedim.


=======================================================

Hem astarının, hemde yüzünün köşelerini bu şekilde yaptım.
======================================================

Kumaşımızın yüzünü çeviriyoruz ve kapağımızı kumaşlar yüzü yüzüne bakacak şekilde iğneliyoruz yada teğelleyin ben daha çabuk yapayım diye iğneledim ama çevirirken iğneler batacağı için en mantıklısı yine teğel atmaktır.

--Aslında iğneleri bu şekilde de kullanmamak gerekiyormuş, makina iğnesini yamultabiliyormuş.
Ama benimki hiç yamulmadı direk kırıldı, bereket ip tutuyor, yoksa o fırlayan iğne gözüme kadar girecek o kadar ani ve hızlı fırlıyor. Neyse konuyu dağımadan devam edeyim.--
=====================================================

Çantamızın ön yüzünü çevirmiştik zaten.
Astarını çevirmiyoruz, yüzünü alıp fotoğrafta görüldüğü gibi içine yerleştiriyoruz.

--Bir kenarını kesmemişim, şimdi fotoda fark ettim he he--


Ve kenarlarını tamamen geçiyoruz. Bunu yapmak biraz daha dikkat istiyor. Bazı makinalarda kol dikişi için yer vardır, benim makinamda da var o yüzden döndürmek daha kolay oluyor. Ama eski makinalarda biraz daha zor olur diye düşünüyorum.
====================================================

Çantamızı yüzüne çevirmek için astarın kenarında açıklık bırakmıştık, oradan çeviriyoruz.

Ve açık kalan yeri dikiyoruz.
Çevirirken acayip kırıştı...
Marş marş ütü başına :))
======================================================

İşte bitmiş hali...

Kenarları...
Tabi böyle pek bi sade geldi gözümüze değilmi, şimdi süs zamanı.


======================================================


Toka niyetine yaptığım ama aparatını takmadığım çiçeğime organze yeşil kurdele ile yaprak formu verip arkasına yerleştirdim sıra geldi yapıştırmaya tabi...
==============================================
İşte son hali...





Çantamız abiye ya, düğmeside taşlı ...
====================================================

Ve yan tarafındaki tutucu bölümü, küçük yaptım neden küçük yaptım?
Çünkü bazen elimizin altında sarkan birşey istemiyoruz, istediğim zaman çıkarabilmeliyim ve fazla fark etmemeli dedim ve böyle yaptım...
Taktığım zincir ise halhal... Halhalımın uzunluğu tutucu için ideal olduğundan kendisi terfi etti :))


Ve işte şıkır şıkır çiçeğimizin flaşlı çekimi...
Aslında hepsini flaşlı çekim yapmak isterdim ama ışık dönünce pek birşey belli olmadığı için böyle olmak zorunda kaldı....
========================================================
Ve işte elde nasıl durduğu...



Aman Ya Rabbim ne uzun bir yazı olmuş böyle...
Umarım okurken sıkılmazsınız, gerçi yazıdan çok fotoğraflar konuşsun diye bol bol çekip ekledim ama birde postu hazırlarken gelin bana sorun. Her fotoğrafın yeri karıştı onu oraya, ay bu buraya derken 1 satten fazla hazırlığı ile uğraştım. Çantayı dikmek bile beni bu kadar yormamıştı yahu....

Baka baka gözlerim bile şaşı oldu...
O kadar anlattım; ben anlamadım diyen var mı ?

6 Ekim 2009 Salı

Abiye Portföy Çanta




Hani geçen günkü yazımda bahsetmiştim, süs yaptım bunları çantada kullanmak istiyorum diye.
İşte o bahsettiğim çanta bu çanta :))

Abiye bir çanta oldu, üzerindeki süsleri silikon tabancası ile yapıştırmadım elimle diktim.
Belki birgün başka bir kıyafetle kullanmak zorunda kalırsam çıkarması daha kolay olsun dedim.
Dar uzun bir çanta, ama dikdörtgen olarak kesip yapmadım. 2 ayrı parça kullandım. İçi daha fazla eşya alsın diye alt köşelerini dikerek boyutlandırdım, kapağı daha sonra taktım.

Bu çantanın model olarak benzerini yarın fotoğraflı anlatım olarak bloğumda görmek isteyen varsa beklerim...

5 Ekim 2009 Pazartesi

Yoyo Bebek

Geçen gün bu bloğun içini keşfettim, o kadar güzel işler varki 2 saat içinden çıkamadım.
Blog sahibine hayran kaldım, gerçekten çok güzel işler yapmış ve onları anlayacak bir biçimde fotoğraflamış. Kendisini buradan tebrik etmeden geçmeyeyim dedim. Ve bu site benim için faydalı linkler arasını aldı bile :))) Daha önce nasıl fark etmemişim hayret...

Bu yoyo bebeğide ondan görüp yaptım. Yapım aşamalarını onun bloğunda görebilirsiniz. O kadar güzel fotoğraflamış ki, bebek yap beni diyor sanki :))

İlk önce hemen bir deneme yaptım, şaçlarını kirpi ipten yaptım ama tavsiye etmiyorum her yanı iplik iplik oldu çok dökülüyor, sürekli kızımın elinde bebek.
Bunu ne olarak kullanabilirim diye düşündüm ; anahtarlık, kızımın duvarına süs, buzdolabı magneti, çanta kenarına vs... Valla ne düşündüysem ona uydurdum kafamda.

İkinci bebeğide buzdolabıma yaptım, arkasına meyveli yoğurtlardan çıkan magneti yapıştırdım :)) Çok tatlı durdu...

Kalıplarına gelince :
Başı için, su bardağı.
Şapkası için, çorba kasesi.
Eteği içinde, yemek tabağını kalıp olarak kullandım.

Kalıplarımda çok orjinal he he..

4 Ekim 2009 Pazar

Makina ile aplike yapımı

Bu sitede birçok konunun videosunu bulabilirsiniz. Bayan aplikenin nasıl yapıldığını sırası ile anlatmış, kalıp çıkarma, kesimi, tela ile yapıştırıp tekrar kalıp çıkararak kumaşı diğer kumaşın üzerine iğneliyor ve aplike etmeye başlıyor.
Videoyu buraya eklemek isterdim ama 2 dk.lık olarak 15 adet ayrı videosu vardı, en iyisi link vermek olurdu.
Buradan ulaşabilirsiniz.

3 Ekim 2009 Cumartesi

Saç Bandı


Bu benim yaramaz kızım Damla...
Saçları uzunken hiç toka takamazdık, uçları kıvır kıvır olunca taramak ve toka takmak biraz zahmetli oluyor. 3 sene saç kestirmemek için direttim çünkü çok seyrek saçı vardı hele önleri çok azdı kestiripte iyice azalsın istemiyordum. Ama 3 sene sonra kendim götürüp kestirdim o saçlarını :(
Saç ince olduğu zaman uzun kullanmamak gerekiyormuş, kökler saçı besleyemiyormuş.
Kısa olunca daha sağlıklı ve kalın telli olurmuş işte böyle dedi biza kuaförümüz. En azından 10 yaşına gelene kadar kulak hizasında kullan diye de ekledi.
Neyse konumusa gelirsek, benim kız normalde toka takmaz çok çabuk sıkılır hemen atar bir daha da bulunamaz o canım toka, geçen gün arkadaşa gidiyorum saçıma taktığım tacı görünce bende istiyorum dedi hemen evdeki taçlara baktım, elime geçirdiğimi taktım kafasına... Neymiş dişleri batıyormuş istemedi. Ne yapsam çıkmamda lazım, geçen gün tişörtleri ayırırken önünü tutturduğum bol likralı tişörtün koluna bir makas atarsın, birde yoyo yapıp takarsın 2 dk al sana saç bandı.
Vaktim olsa özene bezene yaparım ben onu ya neyse...
Ama çok sevdi bunu bütün gün başından çıkarmadı. Bakalım hevesi kaç gün sürecek...

2 Ekim 2009 Cuma

Tik Tak Saat Kaç


Ne zamandır kendime saat almak istiyordum en sonunda aldım, hatta fiyatı 8 liraya çok uygun olunca(zaten markalı değiller) 2 tane aldım.
Birinin üzerinde Atatürk'ün imzası diğerinde Osmanlı Tuğrası var. Saatlerin içi biraz siyah olsaymış içindeki yazılar daha rahat görülebilirmiş ama napalım bunlarda güzel duruyor.
Taşlı falan çok şık abiye saatlerde vardı ama gönlüm bunlara kayınca, elimde direk bunları aldı.
Birde ben solak olduğum için sol koluma takamıyorum ne hikmetse her yere taktırıyorum, onun için yıllardır sağ koluma takarım saati o yüzden bana hep saatini yanlış koluna takmışsın derler. Sizde öyle düşünmeyin :))

1 Ekim 2009 Perşembe

Saç Toklarım

Bu yazım taslak olarak kalmış şimdi fark ettim :))
Hani bir ara bloglarda problem vardı ya, girebildiğim zaman hemen yazılarımı hazırlayıp otomatik olarak yayınlanmasını sağlıyordum, bu yazıma sadece resim eklemiş ve taslaklara kaydetmişim.



İşte bayramda kullandığım toka, hani bir kottum vardı ya kes kes bitiremediğim işte ondan kalan parça ile yapmıştım bunu, o kadar süslü püslü değil ama yine de beğeni toplamıştı hani... Yoyo gibi görünüyor ama ben daha çok yelpazeye benzettim, üçgene benzer kumaş kullanarak yaptım. Diğeri ise katlayarak yaptığım gül, kalan saplarınıda keserek, pülkül gibi dursun dedim.


Bu tokayı ise çift karanfil kullanarak yaptım, karanfil yapımını burada anlatmıştım.
Yaprağı falan yok sade birşey oldu...


Bunlar ise bayramdan sonra yaptığım tokalar, üsttekilerin daha tokasını bile monte etmiş değilim ama yinede paylaşmak istedim.

Her şey gibi bu tokalarda zevk meselesi işte...